Önce tespit etmek lazım niçin mutsuzuz?Şimdi bakıyoruz çok lüks avizeler,koltuklar,sehpalar,kristal kaşıklar çatallar.Hanım; bugün işim vardı pek bir şey yapmadım dediğinde sofrada 4-5 çeşit yemek ama bakıyorsun buz gibi suratlar,çocuklar kalkıyor sofradan çalışma odasına,hanım mutfağa.Bey vatanı milleti kurtarmaya,televizyonun başına ya da kahveye fayans döşemeye gidiyor (!) bir an önce evden çıkmanın derdinde.
Şimdi erişim teknolojisi ilerledi,Amerika'da Dünya'nın herhangi bir yerindeki bir arkadaşınızla birkaç saniye içerisinde iletişime geçiyorsunuz,babannesi torununu görsün diye resmen bilgisayarın içine sokacağız (!) 3G'lerle artık canlı yayınlara katılıyorsunuz,ama bu insanlar birbirleriyle daha az iletişim kuruyorlar.Asansöre biniyoruz,ya ayak ucumuza bakıyoruz, ya tavana.Hadi çık,bir an önce çık.Karşında insan var,bir selam versene ! Sabah tam kapıyı açacağız,evden çıkacağız bakıyoruz karşı komşu çıkıyorsa tak hemen biz kapatıyoruz.Aman o gitsin de ben ondan sonra çıkayım,şimdi kim görecek onu...Birbirimizi görmemek için yollarımızı değiştirir olduk...
Şimdi bir futbolcunun,bir mankenin,bir sanatçının,bir youtuber'in ne yediğini,ne içtiğini,ne yaptığını çok iyi bilen biz,9-10 saat beraber çalıştığımız iş yerindeki arkadaşımızın evinde hastası mı var,ölüsü mü var,derdi mi var,sıkıntısı mı var bunu göremez olduk.İnsanlar ay a ayak basıp geldiler ama yan taraftaki komşusunun sofrasına koyacak bir ekmeği var mı yok mu bunu göremediler.Nereden kaynaklanıyor bu?Mutluluk dünyayı terk etmiyor,karamsar bir tablo çizmek gibi bir derdimiz yok.Mutluluk her gün geliyor,kapımızı çalıyor ; aç kapıyı,seni mutlu edeceğim diyor ama biz bugün müsait değilim git başka bir zaman gel diyoruz.Sürekli mutluluğun önüne bir şeyler konuluyor,üniversiteyi kazanayım mutlu olacağım diyorsun kazanıyorsun,ya bir diplomam olsun mutlu olacağım diyorsun diploman oluyor,kariyer sahibi olayım evim arabam olsun diyorsun oluyor,iyi bir eşim olsun diyorsun hepsi oluyor da sen bir türlü o mutluluğu yakalayamıyorsun.Bu ülkedeki insanların  %90 ının hayatı böyle geçiyor.Ülkede borçlu olmayan,kredi ödemeyen kimse kalmadı neredeyse.Herkesin zaten böyle bir ödemesi var,nasıl mutlu olacağız?Mesele o borçları ödemek değil,mesele o borçları öderken tebessüm etmek.Evde güler yüz göstermek.Bu sorunların çözülmesi için yeterli değil mi? İş yerinize surat asarak gittiğinizde,ortalığı birbirine kattığınız zaman taksitler daha mı kolay ödeniyor?
Şimdi susadınız,bir bardak su içeceksiniz oradan birisi diyor ki ''kardeşim,Bursa Uludağ'da bir su var, o suyu içmediysen,kendini hiç su içtim zannetme.Vay.Uludağ'da su.Uğraşıyorsun,para harcıyorsun,masraf yapıyorsun,emek harcıyorsun içiyorsun suyu hakikaten çok güzel bir su.Oradan birisi diyor ki ; o da su mu kardeşim,falanca yerde bir su daha var o suyu içmediysen sen su falan içmemişsindir.Öyle mi?Hadi ona ulaşalım.Bizim zamanında hayalimiz neydi?Başımızı sokacak bir gecekondu da olsa bir ev.Şimdi 300-500 milyarlık bir dairede oturuyorsunuz,oradan birisi diyor ki abi bu sana yakışır mı ya senin falanca sitede oturman lazım.Orası da 1 milyon dolar.Olsun,kredi ,borç,harç.Ama senin bir de yazlığının olması lazım,bir de kışlığının  olması lazım.Altımızda bir araba olsun işte,bizim bir yerden bir yere götürsün ama bakıyorsun şu kişinin arabası senin arabandan daha güzel.Hanım eve geliyor,surat asıyor.Ne oldu?Falancalara gittik,onların çok güzel mobilyaları var,o mobilyadan almazsan ben mutlu olamam.Adamın suratı da asılmaya başlıyor.Mutlu ol diyor,mutlu olacağız da mutluluğun önüne sürekli yeni şeyler konuluyor.İnsanların mutlu olması mümkün,biz mutluluğu erteliyoruz.Yani şuan içerisinde bulunduğun zaman diliminde mutlu değilsen bil ki yarın da mutlu olma şansın yok.Bizim mutluluk kavramımızı,mutluluğun ne olduğunu gözden geçirmemiz lazım.Birçok kişisel gelişim uzmanı bu konu hakkında konuşuyor,insanların nasıl mutlu olacaklarına dair tüyolar veriyorlar,bir şey ifade ediyor mu dersiniz?Şuan sarayında oturan,boğaz manzaralı yalısında oturanlar mı mutlu?Yoksa çölün o kızgın kumları altında inim inim inleyen Bilal-i Habeşi mi?Mutluluk ne?Ya da lüks bir yatakta bir kuş tüyü yatağında yatan bir insan mı mutlu?Köprü altında kıvrılan biri mi mutlu acaba?Sarayında tahtında oturan bir kral mı mutluydu?Yoksa şuan sokakta çamurlarla oynayan bir çocuk mu...

Yorumlar